ölüm kararı rope 1948 türkçe dublaj izle
Büyükbir sabırsızlıkla beklenen, yıllardır severek oyununu oynadığımız Assassin's Creed filmi 2016 yılında sinemaya uyarlandı ve gösterime girdi. Konusu ise şöyle işlenmiş; Callum Lynch, işlediği suçlar nedeniyle ölüm kararı ile cezalandırılmıştır. Fakat Abstergo Industries isimli şirket tarafından kaçırılır.
Toplu Konutlar - Tower Block Türkçe Altyazılı izle. Tower Block izle,Tower Block full izle,Tower Block hd izle- Tower Block 31 sakinleri yaklaşık bir yıl önce bir cinayetten sonra, keskin bir nişancı tarafından tek tek vurulmaktadır. Şanslı olanlar hayatta kalabilenlerdir. Bir yıl sonra, biri adaleti kendi başına bulmaya karar
Bana Bir Soygun Yaz 2 izle, Bana Bir Soygun Yaz 2 full izle, Bana Bir Soygun Yaz 2 sansürsüz izle, Bana Bir Soygun Yaz 2 hd izle, Bana Bir Soygun Yaz 2 2018 izle, Çeto ve Sülo, yaşadıkları talihsiz olaylardan sonra soluğu Kıbrıs ’ta almış ve farklı bir hayat kurmuşlardır.
Site De Rencontre Gratuite En Suisse. 20 Aralık 2015 Pazar Hayatımın Kararı Türkçe Dublaj izle Full izle, Hd izle, 720p izle, Türkçe Dublaj izle, Belçika’da geçen gerçek yaşamdan esinlenerek yapılan bu filmde ötenazi ve Nazi kampında yaşanan hikâyeleri anlatıyor. Gençliklerini birlikte geçiren Mario ve arkadaşları ötenazinin yasallaşması için birlikte destek verirler. Mario bir gün MS teşhisi koyulmasıyla kendi ve arkadaşlarının hayatını tersine çevirir. Hiç yorum yok Yorum Gönder
“Sarışınlar çok iyi kurban olurlar. Kanlı ayak izlerini gösteren bakir kar gibiler.”Alfred Hitchcock “Ben tür yönetmeniyim. Sindrella’yı film yapsam, insanlar at arabasında ceset ararlar.” Alfred Hitchcock Cinayet ve gerilim türlerinin kült yönetmeni Alfred Hitchcock, Gerilim Ustası’ Master of Suspence lakabını kazanma yolunda birçok farklı temayı filmlerinde işledi. Ele aldığı hikâyeler ne kadar çeşitli olursa olsun; cinayet’ eylemini asla anlamsızca kan akıtmak kadar basit düşünce düzlemine indirgemedi. En anlamsız görünen cinayetlerde dahi sebep-sonuç ilişkisi kurulabileceğini, Freudyen yaklaşımlarla seyirciye sezdirdi. Filmografisinde bulunan neredeyse her filmde bazen kıyısından köşesinden değindiği, bazen direkt filmin ana sorunu haline getirdiği düşünce; kusursuz bir cinayetin mümkün olup olmadığıydı. Cinayetin arkasında hiçbir delil bırakmayacak kadar kusursuz’ olabilmesi dileği; Rear Window 1954, Arka Pencere ve Vertigo 1958, Ölüm Korkusu filmlerindeki karakterlerin ellerine yüzlerine bulaştırdığı şekilde beceriksizce bir kaçış –kurtuluş- planı olabileceği gibi, Rebecca 1940 misali gizem faktörünü destekleyen ana unsur görevini üstlenebilir. Strangers on a Train 1951, Trendeki Yabancılar ve Dial M for Murder 1954, Cinayet Var yapıtlarında işlendiği üzere kişisel çıkarları koruma amacıyla ortaya çıkmış olabilir. Hatta kusursuz cinayetin anlamsızlığı; North by Northwest 1959, Gizli Teşkilat, Psycho 1960, Sapık ve The Birds 1963, Kuşlar hikâyelerinde düşük tonlamalarla alaya dahi alınır. Gerçek anlamda ise yalnızca tek bir filmde, kusursuz cinayet’ kavramı masaya yatırılır ve üzerine çözümlemeler yapılır. O film Hitchcock’un Rope 1948, Ölüm Kararı eseridir. Ölüm Kararı’nın senaryosu, Patrick Hamilton’ın Rope’s End İpin Ucu isimli tiyatro oyunundan uyarlanmıştır. Aynı evde yaşayan iki eşcinsel üniversite öğrencisi Phillip ve Brandon’ın, eski sınıf arkadaşlarını iple boğarak öldürmesiyle hikâye başlar. Eski sınıf arkadaşlarının cesedini, salonun ortasındaki antika bir sandığın içine gizlerler. Hemen ardından daha önceden planlamış oldukları ziyafet için hazırlıklara başlarlar. Ziyafetin davetlileri; kurbanın babası, halası ve nişanlısıdır. Kurbanla kan bağı olmadığı halde çağrılanlar ise nişanlısının eski aşığı ve ziyafetin onur konuğu; eski hocaları Rupert Cadell’dir. Cinayeti sanat’ olarak gören gençler için, son rötuşların ardından büyük sanat eserinin gösterimi için sahne hazırdır. Rupert Cadell, üniversitede hocalık yaptığı dönemde Phillip ve Brandon’ın cinayet işleme tasarılarını zihinlerinde yeşillendiren kişidir. Kokteyl esnasında tartışılan Dostoyevski ve Nietzsche merkezli Üst-insan Übermensch konusunda da, fikrini üstün insanın var olması gerektiği yönünde dile getirmiştir. Eski-yeni çatışması, film boyunca etkisini sürdürür. Muhafazakâr ve geleneksel toplumu temsil eden kurbanın babasıyla, toplum tarafından kabul edilmeyen eşcinsel kimliğin sahibi Brandon arasında bahsi geçen konuda şu tartışma yaşanır “— Doğru-yanlış sıradan insanlar için icat edilmiş kavramlardır; çünkü bunlara ihtiyaçları vardır. — Sen galiba Nietzsche’nin “Üstün İnsan Teorisi”ni okumuşsun. — Evet, okumuştum. — Hitler de okumuştu.” Gerilimin sadece korkuyla yahut kan akıtmayla değil, cinsellikle de verilebileceğini keşfetmiş Hitchcock, Brandon ve Phillip arasında saklı tutulan çekimi her daim hissettirir. Eşcinselliğin artık tabu olmaktan çıktığını umduğumuz- günümüzde dahi, yasaklanmış erotizm en büyük gerilim unsurunu yaratır. Brandon karakterinin güç ve üstünlük takıntılarının çıkış noktası da, toplum tarafından kabul görmeyen cinsel kimliğin bastırılmasının dışavurumudur. Sandıkta saklanan –aslında pervasızca ortaya atılan- cinsel kimlikten başka bir şey değildir. Cesedi –cinsel kimliği- ortada bırakmaktan kaçınan Phillip’le, cesedi herkesin gözünün önüne –ancak duvarların arkasına- koyma cesaretini gösteren Brandon arasındaki fark; aynı cinsel yönelim içerisindeki tezatlığı yansıtır. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanının ana karakteri Raskolnikov’un girişmiş olduğu; suçu temize çekme –meşrulaştırma- uğruna girişilen beyhude çaba, Brandon’ın davranışlarında da açıkça gözlemlenir. Bu dünyada şampanya gibi kan dökülüyor, bunu yapanlara ise kahraman gözüyle bakılıyor, der Raskolnikov, insanların tepesine bomba atmak benim yaptığımdan daha saygın bir şey değil! Suçun beraberinde getirdiği psikoloji, ancak seyircinin doğru sorulara cevap aramasıyla aydınlanabilir Hastalık mı suçu doğurur, yoksa suç mu hastalık benzeri tepkiler geliştirir? Yeni fikirler üretme, kural koyma ve kan dökme hakkına sahip üstinsan gerçekten varsa dahi, kimin üstün olduğuna karar verecek mekanizma nedir? Gerçekten de kendi türünü boğazlayarak mı daha üst’ noktaya adım atılır, yoksa kafası biraz çalışan katillerin kendilerini –ve benliklerini- gizledikleri kamuflajın adı “üstinsan” mıdır? Güneşli bir New York ikindisinde başlayan hikâye, temposunu arttıran orkestra misali hava karardıkça finaline adım adım yaklaşır. Brandon adeta yakalanmak istermişçesine daha cüretkâr davranışlar sergilemeye, konukların ilgisini kokteyle gelme sözü verdiği halde aralarında bulunmayan sınıf arkadaşına çekmeye çalışır. Gece ilerledikçe içkinin etkisiyle daha da pasifleşen ve panikleyen Phillip’in abartılı davranışları, öğretmenleri Rupert’ın gözünden kaçmaz. Brandon’ın bilinçli olarak –aynı zamanda keyifle- bıraktığı ipuçlarını da toplayarak, eninde sonunda cinayet gerçeğine ulaşır. Cesetle yüzleşen Rupert, entelektüel bir sohbet arasında bahsi geçmiş düşüncenin yol açtığı sonuçla dehşete düşer. Elindeki silahı pencereden havaya doğru kederle ateşler. Polis sirenleri eşliğinde film boyunca ilk defa ateşlenen silah, cinayetin asıl suçlusunun öğretmen olduğuna dikkat çeker Çeşitli düşünceler, sadece teoride kalmalıdır. Suçlu çoğu zaman eylemi gerçekleştiren değil, kişilerin zihninde suçu makulleştirendir. Kimi zaman koskoca toplum, kimi zaman sadece bir öğretmen olur riyakâr davranışlara şekil veren. Yön ve karakter arayışındaki öğrencilere, düşüncelerini kaygısızca savunan bir öğretmen; Brandon ve Phillip’in yaptıklarını inşa eden kişidir. “Yaşayan pek çok kişi ölümü hak eder. Ölülerden bazıları da yaşamı. Yaşamı onlara verebilir misin? Ölüm hakkında karar vermekte aceleci olma…” Tolkien Not “Tozlanmış Benlikler Hitchcock’un Ölüm Kararı” başlıklı yazı Kirpi Düşün ve Edebiyat Dergisi Ekim 2016 sayısında yayımlanmıştır. Taflan Deniz
Ölüm Kararı 1948 ABD yapımı psikolojik gerilim filmidir. Özgün adı Rope tur. İngilizce İp, sicim Senaryosunu Hume Cronyn ve Arthur Laurents'in Patrick Hamilton'ın Rope's End İpin ucu adlı tiyatro eserinden adapte ederek yazdıkları filmin yapımcısı ve yönetmeni Alfred Hitchcock'tur. Filmin başlıca rollerinde James Stewart, John Dall, Farley Granger ve Cedric Hardwicke oynamışlardır. Gerçek bir olaya dayanan film 1924 yılında Chicago Üniversitesi'nde okuyan Leopold ve Loeb adlı iki öğrencinin sınıf arkadaşlarını katletmeleri olayından esinlenilmiştir. Filmde aynı evde yaşayan iki gencin filozof Nietzsche'nin bir felsefi düşüncesinden etkilenerek bir arkadaşlarını iple boğup öldürmeleri ve cesedini evde saklayarak bir parti vermeleri, bu partide üniversiteden hocalarını bir şekilde zekaları ile etkilemeye çalışmaları anlatılmaktadır. Film Hitchcock'un ilk renkli filmidir. Tek bir mekanda geçer ve kesintisize yakın çekim tekniği ile tiyatrovari bir havası vardır. Özet Aynı evi paylaşan ve gey oldukları filmde sadece ima edilen iki üniversite öğrencisi, Phillip Farley Granger ve Brandon John Dall üniversiteden hocaları Rupert'ın James Stewart kendilerine empoze ettiği Nietzche'nin "Yeteneksiz kişilerin yaşamaya hakkı olmadığı" şeklindeki bir felsefesinin de etkisinde kalarak bir arkadaşlarını sadece heyecan olsun diye iple boğarak öldürürler. Cesedini de kaldıkları lüks apartman dairesinde salonun tam ortasındaki antika bir sandığa yerleştirirler; bununla da kalmayıp entellektüel alanda kendilerine örnek aldıkları felsefe hocalarını, kurbanın babası, halası ve nişanlısının Joan Chandler da aralarında olduğu bir grup insanı eve yemeğe davet ederler. Olay Örgüsü Her ikisi de başarılı birer üniversite öğrencisi olan Brandon Shaw John Dall ve Phillip Morgan Farley Granger önceden sınıf arkadaşları olan David Kentley'i Dick Hogan bir öğleden sonra birlikte oturdukları apartman dairesinde iple boğarak öldürürler. Bir zamanlar üniversitenin hazırlık okulundayken bölüm yöneticileri olan yayımcı Rupert Cadell'le James Stewart birkaç yıl öncesinde yaptıkları bir sohbetten sonra Brandon ve Phillip cinayet işleme fikrini iyiden iyiye kafalarına yerleştirmişlerdir. Çünkü okuldayken Rupert onlara bir insanın diğerine olan üstünlüğünü kanıtlaması gerekliliği üzerine filozof Friedrich Nietzsche'nin ileri sürdüğü entelektüel felsefi kavramlardan biri olan Üst-insan Übermensch ve cinayet işleme sanatı gibi bazı kavramlardan bahsetmiş ve bunları söylerken de çok inanarak ve bu felsefeyi desteklediğini ima ederek konuşmuştu. Güzelliği üstün değer sayan mükemmeliyetçi insanlar olan bu iki genç aynı fikirleri paylaştıklarına inandıkları ve kendilerine esin kaynağı olan bu eski hocalarına adeta tapmaktadırlar ve onun kendilerini takdir etmesini dört gözle beklemektedirler. Kurbanlarını iple boğarak öldürdükten sonra cesedi salonun ortasında duran antika bir sandığın içine yerleştirirler ve birlikte yaşadıkları bu lüks panoramik Manhattan manzaralı apatman dairelerinde hemen bir ziyafet düzenlerler. Akşam yemeğine davet edilenler arasında kurbanın babası Cedric Hardwicke ve halası Constance Collier da vardır. Ayrıca ölen gencin nişanlısı Janet Walker Joan Chandler ve onun eski aşığı Kenneth Lawrence Douglas Dick da davet edilmişlerdir. Cesedin içinde bulunduğu sandık açık büfe masası gibi kullanılmak üzere salonun ortasında durmaktadır. Tabii davete hocaları Rupert Cadell'in de katılacak olması özellikle Brandon'ı sevindirir, ne de olsa yarattıkları bu sözde sanat eserini takdir edip onaylayacak olan odur. Davet sırasında Brandon David'in ortalarda olmayışı ile ilgili kurnazca imalarda bulunur amacı cinayet işleme sanatı üzerine bir tartışma başlatmaktır. Başlarda heyecandan kekeleyecek kadar sinirli olan Brandon zaman geçtikçe kendine hakim olarak sakin görünmeyi başarır. Diğer yandan Phillip'in keyfinin kaçık olduğu asık suratından çok bellidir ve moralsizliğini gizleyebilmek için sürekli olarak içer. Kurbanın halası Bayan Atwater Phillip'in el falına bakarak bu ellerin ona büyük bir şöhret getireceğini söylerken tabii ki onun piyanodaki yeteneğine atıfta bulunmaktadır ama panik içindeki Phillip bunu anlamaz ve falda elleri ile cinayet arasında bir bağlantı kurulduğunu düşünür. Davet ilerledikçe konuşmalar döner dolaşır hep David'in garip bir şekilde ortadan kayboluşuna gelir, bütün davetliler bu nedenle endişelidir. Rupert yavaş yavaş durumdan kuşkulanmaya başlar ve konuşmalarda ortaya çıkan bazı tutarsızlıklar nedeni ile Phillip'i ufak ufak sorgulamaya başlar, ve onun küçük bir yalanını yakalar; Phillip ömründe hiç tavuk kesmediğini ısrarla ileri sürerken Rupert onun birçok kereler bunu yaptığını bizzat görmüştür. Bu sorgulamalardan sıkılan Phillip Brandon'a yakınır ve David'i öldürmüş olmaktan çok Rupert'ın sorgulamalarının kendisini daha fazla sıktığını söyler. Sinirler oldukça gerilmiştir. David'in babası ve nişanlısı David'in davete gelmediği gibi bir telefon bile etmemesinden endişe duyarlar. Davete katılmamış olan annesi de telefon ederek David'in eve de gelmediğini bildirince David'in babası Bay Kentley eve dönmeye karar verir giderken de Brandon'ın okuması için kendisine verdiği kitapları yanına alır. Kitaplar Brandon ve Phillip'in oğlunu boğmak için kullandıkları iple bağlanmıştır, bu davranış Brandon'ın olaya tüy dikmesidir adeta. Rupert da diğerleri ile birlikte daveti terkederken kendi şapkası yerine yanlışlıkla bir başka şapkayı eline alır ve şapkanın içinde David Kentley isminin baş harflerini temsil eden yazısını okur ve artık birşeylerin yanlış gittiğinden tam olarak emin olur ve sigara tabakasını unuttuğunu bahane ederek tüm davetlilerin gitmiş olduğundan emin olarak apartmana geri döner. Bir içki ister ve sorularıyla bir kedi fare oyununu başlatır, zaten Brandon onun cinayeti keşfetmesini adeta sabırsızlıkla beklemektedir, alkolün etkisindeki Phillip ise bu oyuna daha fazla dayanamaz ve sinirleri boşalır, artık çözülmüştür. Rupert nihayet sandığın kapağını açar ve cesedi bulur. İki eski öğrencisinin işledikleri bu cinayet onu dehşete düşürür ama aynı zamanda büyük bir utanç da duyar, çünkü entelektüel düzeyde kalması gereken bir kavramı savunan kendi etkili konuşmaları yanlış yorumlanmış ve böylesine bir cinayetin yolunu açmıştır. Rupert bir an bile tereddüt etmeden Brandon'ın tabancasını alarak pencereye yönelir, havaya doğru birkaç el ateş ederek polislerin dikkatini çeker. Zaten bir süre sonra da polis sirenleri duyulur. Pencereden gökyüzünün karardığı görülür. Oyuncular Filmin Diğer Versiyonları Film gerçek bir olaya dayanıyordu. 1924 yılında Chicago Üniversitesi'nde okuyan Nathan Leopold ve Richard Loeb adlı iki öğrencinin alt sınıflarından bir arkadaşlarını hunharca öldürmeleri uzun süre basını meşgul etmişti. Önce İngiliz oyun yazarı Patrick Hamilton 1929'da bu olaya dayanan bir tiyatro eseri yazdı. Oyun önce Londra sonra da New York, Broadway'de sahnelendi. 1948 yılında ise olaylar ve mekan 1940'ların New York'una uyarlanarak Alfred Hitchcock tarafından ABD'de sinemaya aktarıldı. Bundan sonra da filmin sinema ve TV için birkaç versiyonu daha çekildi. * 1939 - Rope İngiliz. Siyah beyaz TV Dallas Bower * 1949 - Ölüm Kararı Rope. ABD. Renkli. yönetmen Alfred Hitchcock * 1959 - Compulsion. ABD. Siyah beyaz. yönetmen Richard Fleischer. Başrolde Orson Welles * 1968 - De Strop. Belçika. Siyah beyaz TV filmi. * 1992 - Swoon. ABD. Siyah beyaz. yönetmen Tom Kalin. Oyuncular Daniel Schlachet, Craig Chester Çekim Tekniği * Yönetmen Alfred Hitchcock, biçim ustalığının en önemli örneklerinden biri olan bu filmde "kesintisiz çekim" de diyebileceğimiz değişik bir teknik gibi filmlerde onlarca saat uzunluğunda çekilmiş ham sahneler kurgu masasında uygun parçalara ayrılarak yeniden bir araya getirilirler, gereksiz sahneler atılır diğerleri de farklı sıralarda birbirine eklenerek filme çok daha farklı bir anlam kazandırabilir. Bu filmde ise Alfred Hitchcock çekimde kullanılan kameraların alabildiği en fazla uzunluktaki filmi 300 metre veya 10 dakika hiç ara vermeden sonuna kadar makaraya geçişleri de boşluk hissedilmemesi için oyunculardan birinin sırtına veya bir sütunun karanlığına denk planlar birbirine görünmez bir şekilde bağlanıyor ve filmin tek planda çekildiği hissini ve tiyatrovari havasını 10 makara çekim filmde bilinen anlamda bir kurgu yoktur. Bu tekniğin, henüz kurgu diye bir kavramın sadece sinema dünyasındaki insanlar tarafından farkına varıldığı bir devirde, yani 1948 yılında uygulanmış olması Hitchcock'un sinema seyircisini değil de entelektüel sinema çevresini etkilemek için bunu yapmış olduğunu akla getirmektedir. * Bu sesli ve kesintisiz çekimler yapılırken ses çıkarmayan raylarda hareket eden dekor duvarlar hareketli kameraya yol açmak için teknisyenler tarafından sessizce kaydırılarak kenara çekiliyorlar sonra tekrar görüntüye girecekleri zaman eski yerlerine getiriliyorlardı. Set teknisyenleri çekimler sırasında mobilya ve diğer sahne donanımlarını da aynı şekilde sürekli olarak yerlerinden alıp tekrar aynı noktaya sessizce bırakıyorlardı. Çekimler adeta bir tiyatroda olduğu gibi gerçek zamanlı ve kesintisiz cereyan ettiği için bir aksaklığa meydan vermemek için aktörlerin sahne hareketleri ve kamera ve mikrofonların lokalisazyonu önceden çok dikkatli bir şekilde planlanıyordu. * Ayrıca günümüzde konser ve tiyatro gibi etkinliklerde de sıklıkla kullanılan ve cyclorama adı verilen ve sahne arkasında gerilmiş özel bir perdeye arkadan birtakım görüntülerin projeksiyonunun yapılmasına dayanan bir sistem kullanılmıştı. Rope'un setinde kurulan cyclorama sistemi sesli çekim yapılan bir sahnede kurulmuş en büyük sistemdi. Filmin akışı sırasında bu perdede gökdelenlerin silüetleri, binalardan yansıyan ışıklar, bacalardan çıkan dumanlar, yer değiştiren bulut kümeleri, neon ışıkları ve saatler ilerledikçe güneşin kademe kademe batarak havanın yavaş yavaş kararması kesintisiz bir şekilde ve büyük bir başarı ile canlandırılmıştı. * Film 35mm formatta ve Technicolor renk sistemi ile çekilmiştir. 1 çerçeve oranına sahipti. Bu çerçeve oranına "Akademi Oranı" Academy Ratio adı verilir ve Oscar ödüllerini de dağıtan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi'nin Academy of Motion Picture Arts and Sciences 1932'de saptamış olduğu bir çerçeve standardıdır. Bundan önceki sessiz filmler oranından çekilmişti. Akademi oranı 1952'ye kadar kullanılmış bundan sonra yerini geniş ekranlara bırakmıştır. * Sesler mono bir ses sitemi RCA Ses Sistemi kullanılarak kaydedilmiştir. Film Hakkında Notlar * "Ölüm Kararı" Rope Alfred Hitchcock 'un ilk renkli filmi olma özelliği taşıyor. * Aynı zamanda Alfred Hitchcock 'un hem yönettiği hem de yapımcılığını üstlendiği ilk ve tek filmidir. En azından resmen ilan edildiği kadarı Number 13 ,Şüphe Suspicion ve Aşktan da Üstün Notorious filmlerine de yapımcı olarak katkıda bulunmuştu ancak bu durum tanıtım yazılarına yansıtılmamıştı. * Filmin bütün hakları 1983 yılında Universal Stüdyoları tarafından satın alınmıştır. * Bu film Hitchcock'un aynı dönemde çektiği 4 başka filmi ile beraber telif hakları ile ilgili sorunlar yüzünden onlarca sene seyirci ile tekrar 30 yıllık bir aradan sonra 1984 yılında, filmin hakları Universal Stüdyoları 'na geçince tekrar gösterilebildi. "5 kayıp Hitchcock" diye anılan filmler şunlardır Ölüm Kararı Rope 1948 Çok Şey Bilen Adam The Man Who Knew Too Much 1956 Arka Pencere Rear Window 1954 The Trouble with Harry 1955 Ölüm Korkusu Vertigo 1958. * Filmde açıkça dile getirilmese de Phillip Farley Granger ve Brandon John Dall arasında bir gey ilişkinin olduğu ima edilmektedir, bu imalardan biri de gençlerin paylaştıkları apartman dairesinde yatak odasında tek bir yatağın gözüktüğü sahnedir. Bu o devirde nasılsa sansürün gözünden rağmen film bu nedenle birçok ABD kentinde yasaklanmıştı. * Alfred Hitchcock yönettiği filmlerin çoğunda çok kısa bir süreliğine rol olarak adlandırılan bu roller onunla özdeşleşen bir özellik haline yıllarda başka yönetmenler de onu taklit ettiler. Hitchcock yönettiği filmlerden 34'ünde bu şekilde filmde de iki sahnede birden gözüktüğü ileri sürülmektedir birinde açılışta kalabalık arasında yürüyen insanlardan birini de dakikada pencereden gözüken bir neon tabelasında gözüküyordu. * Filmin soundtrack'inde Fransız klasik müzik bestecisi Francis Poulenc'in - "Mouvement perpetuel" adlı eseri kullanılmıştır. * Film televizyonlarda da sinemalarda olduğu gibi "Ölüm Kararı" adı ile gösterilmiştir == Filmde İşlenen Temalar Geylik Her ne kadar iki caninin arasında bir gey ilişkinin varlığı filmde açık açık belirtilmemiş de olsa, hatta bir tanesinin Brandon kurbanlarının nişanlısı ile daha önceden bir ilişkisinin olduğu ima edilmiş de olmasına rağmen "Rope" un gey temalı bir film olduğu kabul edilir. Apartman Brandon Shaw'a John Dall aittir ama Phillip'in de kendi anahtarı vardır, zaten film boyunca ayrı evlerde oturduklarına dair bir işaret de görülmez. Zaten yüksek gelir grubundan olan bu insanların ihtiyaçtan aynı evi paylaştıkları düşünülemez, üstelik ev de çok pahalı bir semtte bulunan lüks bir apartman dairesidir. Aralarında geçen bir konuşmadan birlikte tatile çıkmayı da planladıkları anlaşılır. Bir ara kamera gençlerin paylaştıkları apartman dairesinin yatak odasını gösterdiğinde tek bir yatağın olduğu gözükür. 1940'ların ABD'sinde, özellikle de sinemada geylik açıkça dile getirilmeyen tartışmalı bir konuydu buna rağmen film sansürü aşıp gösterim izni alabilmiştir. Bununla birlikte film birçok kent ve kasabada münferit olarak yasaklamalara uğramıştır, bunda gerçek hayattaki "Leopold ve Loeb" vakasının henüz hafızalardan silinmemiş olmasının da payı vardır. Filmin senaristlerinden Arthur Laurents ve aktör John Dall gerçek hayatta da geydiler. Hatta piyanoda seslendirilen müziğin bestecisi de geydi Francis Poulenc'in 1 No'lu Mouvement Perpétuel'i. Farley Granger ikicinseldi. Granger'in rolü ilk olarak yine ikicinsel olan Montgomery Clift'e ikinci olarak da Cary Grant'a önerilmişti. Her ikisi de cinsel yönelimlerinin açığa çıkacağından çekinerek rolleri geri çevirmişlerdi. Eleştirmen Robin Wood "Hitchcock’s Films Revisited" adlı kitabında filmde homoerotik olarak yorumlanabilecek birkaç örnek sahneye dikkat çekmiştir. Ona göre açılışta izlenen boğma sahnesi orgazmın getirdiği rahatlama hissini, hoşnutluk duygusunu öfori ve onu takip eden gevşemeyi veya ereksiyonun yitirilmesini yansıtmaktadır. Ayrıca Brandon'ın heyecanlı bir şekilde şampanya şişesinin boynunu parmaklarıyla sıvazlamasının da mastürbasyonu ima eden bir anlatım şekli olduğunu ileri sürmüştür. Patrick Hamilton’un yazdığı tiyatro eserinde hem kişiler arasında geçen diyaloglar filme oranla daha homoerotikti hem de ilişkinin varlığı pek gizlenmiyordu. Sansürün daha güçlü olduğu sinemaya aktarılırken oyun sinema için baştan yazıldı, risk taşıyan ögeler senaryodan atıldı. Hitchcock gereken mesajları sansür heyetinin dikkatinden kaçırarak satır aralarında ustalıkla vermeyi başarmıştır. Bütün ince mimikler ve jestler ikilinin arasındaki gey ilişkiyi ima ediyordu. Nietzsche Felsefesi Varoluşçu Alman filozof Friedrich Wilhelm Nietzsche'nin d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900 özellikle de Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabında ileri sürdüğü Üst-insan Übermensch felsefi kavramından ileri derecede etkilenen gençlerin, hocalarının retorik konuşmalarından da cesaret alarak böyle bir suça yöneldikleri bütün film boyunca vurgulanır. == Ayrıca bakınız == * Alfred Hitchcock Maddesi, "Hitchcock Filmlerinin Türkçe Adlandırılması" alt bölümü * Alfred Hitchcock'un Cameo Rolleri Listesi == Kaynaklar == == Dış bağlantılar == * * Filmden fotoğraflar * Hitchcock hakkında Türkçe * bir Rope eleştirisi * resim galerisi * Türkçe bir inceleme KaynaklarVikipedi
Son güncelleme May 3, 2020 Gerilim filmlerinin efsane yönetmeni Alfred Hitchcock’un 1948 yapımı filmi Rope, Türkçeye çevrilen ismiyle Ölüm Kararı, yönetmenin diğer pek çok filmi gibi günümüzün yüksek bütçeli ve bol efektli filmleri karşısında pozisyonunu korumayı başaran bir yapım. Filmin başrollerinde John Dall, Faye Grager ve 1940-50’li yılların en ünlü oyuncularından James Stewart yer alıyor. Rope’un senaryosu 1929 tarihli aynı adlı bir tiyatro oyunundan uyarlama yoluyla yazılmış. Bu nedenle filmin söz konusu oyuna da konu olan Leopold ve Loeb Vakası’ndan esinlenmeler taşıdığı söylenir. Söz konusu vaka hakkında Türkçe bilgiye ulaşmak pek kolay olmasa da Wikipedia gibi İngilizce kaynaklardan fikir edinmek mümkün. Ölüm Kararı geçmişte ve günümüzde çekilmiş gerilim filmleri arasından daha açılış sekansında sıyrılıyor. İki arkadaşın başka bir arkadaşlarını sırf “mükemmel suçu işleyebilmek” adına öldürüp bir sandığa saklamalarıyla başlayan film, aynı akşam verilen partide bu sandık etrafında gerçekleşen olayları konu alıyor. Filmin bu açıdan çoğu maalesef başarıyı yakalamayan tek mekanda geçen filmler arasında da ayrı bir yerde durduğunu söyleyebiliriz. Hitchcock’un hemen her filminde olduğu gibi ölüm kararında da filmin geneli boyunca atmosfere hakim olan gerilim son saniyelere kadar artarak devam ediyor. Partiye katılan misafirlerin sandığa çeşitli nedenlerle yaklaşmaları, öldüğünü bilmedikleri arkadaşlarının neden partiye gelmediğini sorgulamaları ve zaman zaman katillerimizi, zaman zaman da birbirlerini gerçeğe yaklaşarak ya da ondan hızla uzaklaşarak sorgulamaları izleyiciyi her an diken üstünde tutuyor. IMDB’den 10 üzerinden 8, Rotten Tomatoes’dan ise 100 üzerinden 97 puan alarak oldukça başarılı skorlar elde eden Ölüm Kararı çoğu ara verilmeden çekilmiş uzun sahneleri ve bu nedenle bir tiyatro gösterisini de andıran yapısıyla gerilim filmi sevenler için kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapıt. Filmde yer alan ancak anlamanın pek de kolay olmadığı iki erkek arasındaki eşcinsellik vurgusu ise günümüzde dahi tabu olan ve uğruna büyük mücadeleler verilen hassas bir konunun o dönemde nasıl başarıyla işlendiğine dair mükemmel bir örnek.
izlenme Türkçe Altyazılı-Dublaj IMDb Brandon ve Philip, New York'ta yaşayan iki genç arkadaştır. Macera peşindeki iki kafadar yakın arkadaşları David Kentley'i öldürüp evlerindeki bir sandığa kapatırlar. Amaçları aynı gece evde bir parti vermek ve maktül yemek masası olarak görev yapan sandığın içindeyken insanları ağırlamaktır. Üstelik misafirler arasında David'in babası Henry Kentley ve kız arkadaşı Anita Atwater da vardır. Hiçbir şeyden habersiz bu insanlar partinin tadını çıkarmaya çalışırken, konuklar arasında bir isim ortamda bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etmeye başlar... Aslında Rupert Cadell adındaki bu adam, Brandon'ın aklına sıradan insanların öldürülmesi gerektiği fikrini sokan kişidir. Ancak Rupert, Brandon'ın sandığı gibi soğuk kanlı bir katil de değildir.
ölüm kararı rope 1948 türkçe dublaj izle