ışığın kırılması ve mercekler konu anlatımı
KırılmaKanunları. 1. Gelen ışın, normal ve kırılan ışın aynı düzlemdedir. 2. Gelme açısının sinüsünün, kırılma açısının sinüsüne oranı her zaman sabittir. Bu sabit, ikinci ortamın birinci ortama göre kırılma indisine eşittir. Şekildeki açılara göre, şeklinde ifade edilir. Bu bağıntıya Snell
Lise fizik dersi alt konusu olan Işığın kırılması AYT soru çözüm videosunu izleyin ve yorumlarınızı bizimle paylaşın. Işığın Kırılması konu anlatımı ve soru çözümü içerikleri için ışığın kırılması ana sayfasını ziyaret edebilirsiniz. PDF dosyasını buradan indirebilirsiniz.
Merceknedir. kırıcı herhangi bir maddeden saydam maddelerden yapılan optik alettir. Mercekler içinden geçen ışınların yönünü değiştiren camlardır. Mercek içinden geçen ışınlar birbirine yaklaştığında cismin görüntüsü büyür ( Büyüteç ), ışınlar birbirinde uzaklaştığında ise cismin görüntüsü küçülür.
küçükkütleli ve çok hızlı tanecikler (fotonlar) şeklinde doğrusal yollar boyunca her yöne yayılır. Bu kuram ile ışığın yansıması, kırılması, aydınlanma ve gölge olayları açıklanmaktadır. 1678 yılında ise Huygens tarafından Işığın Dalga Modeli ortaya konmuştur.
Ekolhoca fizik dersleri ve testleri nden merhabalar sevgili öğrenci arkadaşlar. Şimdi sizlere lise 1 9.sınıf lise 2 10.sınıf lise 3 11.sınıf lise 4 12.sınıf fizik dersleri nden olan ışığın kırılması konusu online ücretsiz video yaprak testini mustafa tekinay hocamızın çözümleri ile aşağıdaki ekolhoca fizik videomuzda bulabilirsiniz.
Site De Rencontre Gratuite En Suisse. IŞIĞIN KIRILMASI Bir saydam ortamdan başka bir saydam ortama geçen ışığın doğrultu değiştirmesine kırılma denir. Kırılan ışığın bu ortamdaki hızı da değişir. Eğer ışık bir saydam ortamdan başka bir saydam ortama dik girerse kırılma olmaz. Ancak hızı yine değişir. Bu değişimin artıp azalması ortamların optik yoğunluğu şeffaflık derecesi ile ilgilidir. Işığın en hızlı olduğu saydam ortam havadır. Işığın havadaki hızı km/s dir. Yani ışık, havada saniyede km yol alır. Bu hız su ortamında km/s cam ortamında ise km/s dir. Bu sonuca göre optik yoğunluk arttıkça ışığın hızının azaldığı anlaşılır. NOT Işık için en çok kullanılan saydam ortamlar; HAVA, SU, CAM dır. Bu ortamların yoğunlukları büyükten küçüğe doğru; CAM, SU, HAVA şeklindedir. Işığın kırılma olayı, günlük yaşamımızda ilginç görüntülere neden olur. Örneğin havuz içindeki suya baktığımızda içindeki cisimleri bulundukları konumdan daha yakında görürüz. Bir kısmı su içinde olan bir çubuğa dışardan bakan bir kimse çubuğu kırıkmış gibi görür. Yine sıcak bir günde çölde yürüyen bir insanın serap denilen bir olayla karşılaşması da bu olaya örnektir. Serap olayının ışığın kırılması ile olan ilgisini şöyle açıklayabiliriz. Soğuk hava sıcak havadan yoğundur. Bu nedenle yere yakın kısımlar ile daha yüksek kısımlar farklı yoğunluktadır. Güneş yere yakın kısımları daha çok ısıtır. Bu nedenle yere yakın olan kısımlar az yoğundur. Yüksek kısımlar ise çok yoğundur. Güneş ışınları bu yoğunluk farkından dolayı kırılır. Serap denilen olay bu kırılan ışınların kesişmesiyle oluşan görüntülerdir. Işınlar su gibi çok yoğun ortamdan hava gibi az yoğun ortama her açı altında geçer diyemeyiz. Belli açıdan büyük açılarda gönderilen ışık hava ortamına çıkamaz. Işık su ortamına geri yansır. Bu olaya tam yansıma denir. Bu olayın günlük yaşamımızda çok yararlı sonuçları vardır. Özellikle teknolojideki fiber optik kablolar yardımıyla bükülebilen ortamlarda ışığın görüntü taşıması sağlanmaktadır. Özellikle tıpta endoskopi denilen cihazlar, insan vücudunun içindeki organları dışardan gözleme olanağı verir. Işık Prizmasında Kırılma ve Renk Oluşumu Yandaki şekilde görüldüğü gibi cam prizmaya giren beyaz ışık kendisini oluşturan altı renge ayrılır. Bu renkler kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor dur. Bu olayın oluşumundaki temel neden ışığın kırılmasıdır. Her bir rengin farklı açılarda kırılması ve renklerine ayrılması her rengin prizma içinden geçerken farklı enerjide ve hızda olmasından kaynaklanır. Enerjisi en az olan ışık en az kırılan kırmızı ışıktır. En çok kırılmaya uğrayan renk mordur. Buna göre sapma miktarı kırmızıdan mora doğru artar. En çok sapmaya uğrayan renk mordur. Sınır Açısı Işık, cam gibi çok yoğun ortamdan hava gibi az yoğun ortama her açı altında geçemez. Cam ve hava için öyle bir gelme açısı vardır ki kırılma açısı 90°'dir. Bu durumda gelme açısına sınır açısı denir. Eğer camdan havaya bir ışın sınır açısından büyük bir açıyla gönderilirse ışın hava ortamına geçemez, iki ortamı ayıran yüzey düz ayna gibi ışığı cam ortamına geri yansıtır. Bu olaya tam yansıma denir. Tam Yansımalı Prizmalar Işığın saydam ortalamarda tam yansıma yapmasından yararlanarak tam yansımalı prizmalar elde edilir. Bu prizmalar teknolojide çok kullanılır. Kesiti çok küçük olan fiber optik kablo içerisinde ışık eğrisel yollarda tüm yansımalı prizmaları ile istenilen şekilde yönlendirilir. Örneğin iç organları görüntüleyen endoskopi aletleri bu sisteme göre yapılmıştır. MERCEKLER Işığın cam ortamında kırılmaya uğradığını biliyoruz. Işık havadan cama geçerken kırıldığı gibi camdan havaya geçerken de kırılır. Eğer camın iki yüzü pencere camında olduğu gibi paralel değilse ışığın cama giriş doğrultusu ile çıkış doğrultusu aynı olmaz. Bir saydam ortama öyle bir biçim verilebilir ki ışınlar bir noktada toplanabilir ya da dağıtılabilir. Bu şekilde ışığı toplayan ya da dağıtan özel olarak biçimlendirilmiş cam veya başka saydam maddelere mercek denir. Optik araçların hemen hemen tümünde mercek kullanılır. Örneğin fotoğraf makinesi,teleskop, büyüteç, gözlük bunlardan birkaçıdır. Gözün kendisinde de doğal bir mercek vardır. Mercekler genellikle eğri yüzeyli olarak yapılır. Bazılarının bir yüzü düz diğer yüzü eğrisel olabilir. Yapılış şekillerine göre mercekler, ince kenarlı ve kalın kenarlı olarak ikiye ayrılırlar. Paralel ışık demetini bir noktada toplayan merceklere ince kenarlı yakınsak mercek adı verilir. Paralel ışık demetini dağıtma özelliği olan merceklere kalın kenarlı ıraksak mercek adı verilir. İnce Kenarlı Mercek Yakınsak Mercek Kenarları ince olan merceklerdir. Işığı toplama özelliğine sahiptirler. Görüntü oluştururlar. Oluşan görüntüler cismin boyundan büyük, cismin boyuna eşit ve cisimden küçük olabilir. Günlük hayatımızda büyüteç olarak kullandığımız mercek, ince kenarlı mercektir. Eğer güneş ışınları önüne bir büyüteç tutulur ve büyütecin arkasına uygun uzaklıkta bir kağıt yerleştirlirse kağıdın üzerinde küçük parlak bir görüntü izlenir. Bu görüntü güneşin görüntüsüdür. Mercek ile kağıt arasındaki uzaklık merceğin odak uzaklığıdır. Kağıt üstünde görülen parlak nokta merceğin odak noktasıdır. Buna göre, ince kenarlı merceğin, paralel ışık demetini kırarak topladığı noktaya odak noktası denir. Odak noktasının merceğe olan uzaklığına odak uzaklığı denir. Kalın Kenarlı Mercek Iraksak Mercek Kenarları kalın olan merceklerdir. Işığı dağıtma özelliğine sahiptirler. Görüntü oluştururlar. Oluşan görüntüler cisme göre düz ve küçüktür. Kalın kenarlı merceğe gelen paralel ışık demeti mercek içinden geçerken birbirlerinden uzaklaşarak kırılır. Kırılan ışınların uzantıları bir noktada toplanır bu noktaya odak noktası denir. Odak noktasının merceğe olan uzaklığına ise odak uzaklığı denir. NOT Mikroskop , büyüte, teleskop ve dürbünde ince kenarlı mercek; el feneri ve ışıldaklarda kalın kenarlı mercek kullanılır.
Işık ışınları saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçerken ışınların bir kısmı yansıyarak geldiği ortama dönerken, bir kısmı da ikinci ortama, doğrultusu ve hızı değişerek geçer. Işığın ikinci ortama geçerken doğrultu değiştirmesine ışığın kırılması denir. Kırılmanın Özellikleri1-Gelen ışın, normal ve kırılan ışın aynı yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçen ışık, normale yaklaşarak kırılır. 3-Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçen ışık, normalden uzaklaşarak üzerinden gelen ışın dik gelen ışın, diğer ortama geçerken kırılmaya uğramaz dik geçer. Camın yoğunluğu > suyun yoğunluğu > havanın yoğunluğu olduğuna göre, bu saydam ortamlardan, diğerine geçişleri inceleyelim Günlük hayatınızda kırılma olayın su dolu bardağa koyduğumuz bir kalemin görüntüsündeki kırılmada net olarak görebiliriz. Beyaz Işığın Renklerine Ayrılması Şekildeki prizmaya gönderilen beyaz ışık renk karışımı olduğundan bu renkler havadan farklı yoğunluğa sahip cam prizmadan geçerken, farklı miktarlarda kırılırlar. En az kırmızı en çok da mor ışın kırılır. Aynı saydam düzleme şekildeki gibi eşit gelme açılarıyla gönderilen kırmızı ve mor ışınlar aynı miktarda kırılmaz, mor daha çok kırıldığı gözlenir. Yani aynı ortam, farklı ışınlar için farklı yoğunluğa sahipmiş gibi davranır. Sınır Açısı Gelme açısı büyüdükçe kırılma açısı da büyür ve ışığın kırılma açısı 90° olduğu andaki gelme açısına sınır açısı denir. Örneğin, sudan havaya gelen ışınlar için sınır açısı 48°, camdan havaya gelen ışınlar için ise 42° ışık ışınları sınır açısından daha büyük açıyla gelirse ikinci ortama geçemez ve geldiği ortama normalle eşit açı yaparak geri döner yani kırılmaya uğramaz, yalnızca yansır. Bu olaya tam yansıma DerinlikBulunduğumuz ortamdan yoğunlukları farklı saydam ortamlardaki cisimlere baktığımızda, bulundukları yerlerden farklı yerlerde görürüz. Mesela akvaryuma üstten bakıldığında balıklar yüzeye çok yakın görülür. Su dolu havuza üstten bakıldığında, havuzun derinliği, olduğundan daha yakın algılanır. Sonuç olarak az yoğun ortamdan çok yoğun ortamdaki cisimlere bakan gözlemciler cismi daha yakında, çok yoğun ortamdan az yoğun ortama bakan gözlemciler ise daha uzakta görür. Gök Kuşağı Nasıl oluşur? Yağmur damlasının içine girince kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mor renklere ayrışır. Mor renk çemberin içinde kırmızı ise en damlası çocukken oynadığımız misket veya bilye gibi küresel saydam bir şekildedir. Güneş ışığı bu kendi tarafındaki yüzeyinden doğrudan içine girer. İçinde renklere ayrışır ve kürenin arka duvarına vurarak gerisin geriye yansır. Işığın damlanın ön yüzünden değil de arka yüzünden yansımasının nedeni içbükey, dışbükey mercek renkler, içbükey arka yüzden çeşitli açılarda yansımaları sonucu gözümüze sırayla dizili renklerden oluşmuş bir bant şeklinde görünüyorlar. Gökkuşağını görebilmek için Güneş, biz ve yağmur damlaları, muhakkak belirli bir açıda dizilmek zorundayız. Ama daha önemlisi milyonlarca yağmur damlasından yansıyan ışınların gözümüze geliş açıları mutlaka aynı olmalıdır ki biz gökkuşağını damlalarından yansıyan ışınların gözümüzde odaklaşabilmeleri için bir daire şeklinde dizilmiş olmaları gerekir. Aslında o bölgedeki bütün yağmur damlaları gelen ışığı renklere ayrıştırarak yansıtırlar ama sadece bir yarım daire içinde olan yağmur damlalarından yansıyanlar gözümüze de sadece o yağmur damlalarından gözümüze gelen renklerine ayrılmış ışınları görebildiğimizden gökkuşağını da yarım daire şeklinde görürüz. Bazen bir uçaktan veya yüksek bir dağdan baktığımızda gökkuşağını tam daire şeklinde görmemiz de mümkün ne kadar yüksekse gökkuşağı dairesi de o kadar aşağı iner. Bunun içindir ki yedi renkli gökkuşağını sabah ve akşam yağışlarından sonra daha çok fark edilmez ama gökkuşağı daima içice iki halkadan oluşur. İkinci kuşak pek dikkat çekmez. Bir ikinci zayıf kuşağın daha bulunmasının nedeni bazı güneş ışıklarının su damlasının iç yüzeyine bir kez değil iki kez çarpmalarıdır. Böylece parlaklıklarını yitiren ışıklardan oluşan ikinci gökkuşağı zar zor görülür. Birinci kuşakta kırmızı renk şeridin en dışında iken ikinci kuşakta en içtedir. Diğer renklerin sıralamaları da terstir. Gökyüzü Neden Mavidir? Gökyüzünün mavi görünmesinin tek sebebi kırılma hadisesidir. Güneş ışınları atmosfere girdiğinde atmosferdeki gaz moleküllerine ve toz parçacıklarına çarparak saçılır. Gün ışığı değişik dalga boylu birçok ışından oluşur. En kısa dalga boylu mavi ışınlar atmosferin üst tabakalarındaki küçük parçacılar tarafından hemen saçılırlar. Fakat kırmız ışık ki en büyük dalga boylu ışıktır! saçılmak için daha büyük parçacıklara çarpmak zorundadır. Gökyüzü açık olduğunda, mavi ışık diğer ışıklara oranla en fazla saçılan ışıktır. Bu yüzden de gökyüzü mavi görünür. Mesela gökyüzü yoğun bulutlarla veya dumanla dolu olduğunda, tüm ışınlar nerede ise aynı oranda saçılır. Bu da gökyüzünün gri renkte görünmesine sebep Neden mavidir? Su renksiz ve saydam ve bir sıvıdır. Ancak beyaz renkteki bir küvete veya havuza doldurulan suyun aldığı renkten de görüldüğü gibi, kalın tabakalar halinde yeşil-mavi bir renk mavi renginin sebebi, gökyüzünün renginin mavi olmasıyla aynıdır ama sanıldığı gibi gökyüzünün maviliğini yansıttığı için deniz mavi renkte görülmez. Aslında atmosferde mevcut, azot, oksijen, karbondioksit gibi bütün gazlar deniz suyunda da bol miktarda suyunun rengi su moleküllerinin ışığı emiş ve yansıtış özelliklerine bağlıdır. Beyaz ışık dediğimiz güneş ışığında bütün renkler vardır. Deniz suyu molekülleri aynen atmosferde olduğu gibi, bu ışığın dağılımındaki kırmızı tarafındakileri emerler, mor tarafındakileri yansıtırlar. Deniz de bu nedenle mavi renkte var ki denizin rengi her yerde aynı değildir. Çeşitli yerlerde parlak mavi, koyu mavi, yeşil, turkuvaz hatta kırmızımsı renkler alır. Bu farklılıkları suyun sıcaklığı, derinliği, içinde yaşayan canlılar, dip tabiatı, tuz oranı gibi etkenler yaratırlar. Burada güneş ışığının atmosferde, bulutlarda tutulan miktarı da ışığının neredeyse yarısı suyun bir metre derinliğinde soğurulmuş olur. On bir metreye varıldığında ise sadece onda birinin bu derinliğe ulaşabildiği görülür. 500 metreden sonra sadece fosforlu organizmaların biraz aydınlattıkları, mutlak karanlık hüküm sürer. Bu nedenle denizin renginde derinlik de önemli bir faktördür.
Işığın Kırılması Ve Kırılma Yasaları IŞIĞIN KIRILMASI VE KIRILMA YASALARI Işığın saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçerken doğrultu değiştirmesine kırılma denir. Işığın saydam ortamdaki hızı, o ortamın yoğunluğuna bağlıdır. Yoğunluk arttıkça, ışığın hızı azalır. Kırılma indisi n Işığın ortamdaki hızıyla ilgili bir havanın kırılma indisi 1, suyun kırılma indisi 1,33 ve camın kırılma indisi ise 1,5 dur. Kırılma indisi küçük olan ortama az yoğun ortam, kırılma indisi büyük olan ortama çok yoğun ortam denir. Yani; ncam > nsu > nhava Gelme açısı α = Gelen ışınla yüzey normali arasındaki açıdır. Kırılma açısı β = Kırılan ışın ve normal arasındaki açıdır. Kırılma Kanunları 1 . Gelen ışın, kırılan ışın ve normal aynı düzlemdedir. 2 . Normal doğrultusunda dik gelen ışınlar, kırılmazlar. 3 . R Işınlar az yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçerken normale yaklaşarak kırılırlar. R Işınlar çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçerken normalden uzaklaşarak kırılırlar. UYARI 1 Gelme açısının büyümesiyle kırılma açısı da büyür. UYARI 2 Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçişte, kırılma açısının 90˚ olduğu andaki gelme açısına sınır açısı denir. Sınır açısı sudan havaya geçişte 48˚, camdan havaya geçişte ise 42˚ dir. UYARI 3 Işınlar, çok yoğun ortamdan az yoğun ortama sınır açısından büyük bir açıyla gelirse, diğer ortama durumda gelen ışın, aynı ortamda, gelme açısıyla eşit açıyla yansır. Buna tam yansıma denir. ÖRNEK I ışınının X ortamından Y ortamına geçişte sınır açısı 60˚ dir. Buna göre I ışını hangi yolu izler? A 1 B 2 C 3 D 4 ÇÖZÜM Şekilde de görüldüğü gibi I ışınına ait gelme açısı 45˚ dir. Bu durumda gelme açısı 45˚ sınır açısından 60˚ küçük olduğu için ışın az yoğun ortama geçer. Kırılma kanununa göre normalden uzaklaşır. Doğru cevap B seçeneğidir. UYARI 1 Az yoğun ortamdan çok yoğun ortama bakıldığında, cisimler olduklarından daha yakında görünürler. UYARI 2 Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama bakıldığında, cisimler olduklarından daha uzakta görünürler. Bu değişikliklerin nedeni ise, cisimden çıkan ışınların, yoğunlukları farklı ortamlara geçerken kırılmalarıdır. Editör 3 Işığın Kırılması Kırılma Yasaları ışığın kırılması nedir Kırılma indisi çok yoğun ortam ders notu konu özeti çalışma notları özetler ders anlatım eğitim öğretim kaynakları Teog maduru Çok karıştırıyordum bu konuyu sayenizde püf noktalarını öğrendim çok teşekkür ederim.. 2017-04-22Mutlu kız Çok güzel anlatmissiniz bu kısmı hiç anlamiyordum çok iyi oldu 2016-12-24
Oluşturulma Tarihi Ağustos 24, 2020 0237Doğadaki en ilginç olaylardan biri ışığın kırılmasıdır. Günlük yaşantımız içerisinde bu duruma birçok defa şahit olmuşuzdur. Şimdi Işığın kırılması ile ilgili bilgileri daha açık öğrenelim ve ışığın ne olduğuna bakalım. İşte 7. sınıf fen bilimleri ışığın kırılması konu ışığın ne olduğunu öğrenelim. Işık bir enerji türüdür. Işık kaynağından çıkan Işık ışınları doğrusal açıda her yöne yayılım göstermektedir. Aynı zamanda en hızlı enerji türüdür. Işıktan daha hızlı giden hiçbir şey yoktur. Ancak Işık madde ile karşı karşıya geldiği zaman kırılma yaşanır. Işığın Kırılması Işığın kırılması birçok farklı madde üzerinde ortaya çıkabilmektedir. Ancak şimdi öncelikle Işığın kırılması nedir bunu öğrenelim. Işığın kırılması Işığın herhangi bir saydam ortamdan diğer ortama geçiş yaparken yön değiştirmesine ışığın kırılması denir. Özellikle ortamın yoğunluğunun farklı olması nedeniyle Işığın kırılması değişkenlik gösterir. Aynı zamanda kırılan ışığın hızı değişir. Yoğunluk arttığı sürece ışığımızı da aynı oranda azalış göstermektedir. Örnek Bir araç kaygan bir yolda dönüş anında bir miktar savrulur. Aynı durum ışık için de geçerlidir. Herhangi bir maddenin içinde geçerken kırılma yaşar ve doğrultusu değişir. Yol üzerindeki araç düz şekildeki derken herhangi bir biçimde savrulmaz. Aynı örnek ışık için de geçerliliğini korur. Yani düz bir nokta da herhangi bir maddeye denk gelmediği sürece Işık doğrultusunu değiştirmeden yoluna devam eder. Işığın Kırılma Kanunları Nedir? Işığın belli başlı bazı kırılma kanunları bulunmaktadır. Yani Işığın kırılması bu kanunlar içerisinde gerçekleşir. Bu kanunların dışarısına asla çıkamaz. - Gelen ışın, normal ve kırılan ışın aynı düzlem içerisinde yer alır. - Işık az yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçiş yaparken normale yaklaşır ve yavaşlama gerçekleşir. - Işık çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçiş yaparken normalden uzaklaşır ve hızı artar. - Yüzey olarak normalin üzerinden gelen ışığın kırılma yaşamaz ancak hızında değişiklik olur. Bu kanunlar ile beraber ışığın hızında farklılık yaşanır ya da kırılma ortaya çıkar. Işığın Kırılması ile İlgili Bilinmesi Gereken Kavramlar Işığın kırılması esnasında ortaya çıkan bazı durumlar eşliğinde, bilinmesi gereken bazı kavramlar mevcuttur. Şimdi gelin bu kavramlara beraber bakalım. Normal Gelen ışının yüzeye değdiği nokta içerisinde çizilen dik doğruya normal denir. Gelen ışın Işık kaynağından gelen ışına denir. Kırılan Işın Diğer ortama geçmesi ile beraber ışığın ilerleme doğrultusu. Gelme açısı Gelen ışının normal ile yaptığı açıya gelme açısı denir. Kırılma açısı Kırılmış olan ışının normal ile yaptığı açıya denir. Kırılma Olayının Özellikleri Kırılma olayının belli başlı bazı özellikleri mevcuttur. Yani Işığın kırılması ile ortaya çıkan özellikler de denebilir. - Gelme açısı büyür ise aynı şekilde kırılma açısı da büyür. - Az yoğun ortamdan çok yoğun olan ortama bakıldığı zaman, cisimler olduklarından çok daha yakın görünürler. - Çok yoğun ortamdan az yoğun ortama bakıldığı zaman, cisimler olduklarından çok daha uzak görünürler. - Işık gerekli koşullar altında geldiği yoldan geri gidebilir. Tersinir. Tam yansıma Işık ışınlarının gelme açısı ele alındığı zaman eğer sınır açısından büyükse, Işık ışınları diğer ortama geçmez ve geri dönüş yaparak geldikleri açı ile beraber yansırlar. Buna da tam yansıma denir. Sınır açısı Işık çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçerken, kırılma açısının 90 derece olduğu durumlar söz konusuyken gelme açısı olarak bilinir. Not Işığın hızı farklı ortamlardan geçerken değişkenlik gösterir. Bu kesinlikle unutulmamalıdır. Özellikle çok yoğun ortamlardan geçerken hız azalır.
Mercekler Aynaların, üzerine düşen ışığı yansıtarak cisimle aynı büyüklükte görüntü oluşturan düz ya da küre kapağı şeklindeki opak cisimler olduğunu biliyoruz. Işığı kırarak görüntü oluşmasını sağlayan, en az bir yüzü küresel saydam cisimlere ise mercek adı verilir. Merceklere gelen ışık ışınları ilk olarak merceğe girerken ve daha sonra mercekten çıkarken kırılmaya uğrar. Mercekler ince ve kalın kenarlı mercekler olmak üzere iki gruba ayrılır. İnce kenarlı yani yakınsak merceklerin uç kısımları ince, orta kısmı ise daha kalındır. İnce kenarlı mercekler üzerine gelen ışığı toplayan merceklerdir. İnce kenarlı mercekler düz çizginin her iki tarafına ok konularak gösterilir. İnce Kenarlı Mercekler ve Gösterimi Kalın kenarlı yani ıraksak merceklerin ise uç kısımları kalın, orta kısmı ise incedir. Kalın kenarlı mercekler üzerine gelen ışığı dağıtan merceklerdir. Kalın kenarlı mercekler düz çizginin ucuna ok işaretleri ters olacak şekilde konularak gösterilir. Kalın Kenarlı Mercekler ve Gösterimi Merceklere gelerek mercekler tarafından kırılan ışınlar asal eksen adı verilen doğruya göre tanımlanır. Asal eksen her iki mercek türünde de merceklerin tam ortasını kürenin merkezi ile birleştirdiği düşünülen eksendir. İnce kenarlı merceğin sağından ya da solundan asal eksene paralel olacak şekilde yollanan ışınların toplandığı noktaya merceğin odak noktası denir. Odak noktasının merceğe olan uzaklığı ise odak uzaklığı olarak adlandırılır. İnce Kenarlı Mercekte Odak Noktası ve Odak Uzaklığı İnce kenarlı mercekte ışınlar yollanan yönün tersi yönünde yani sağ taraftan yollananlar sol, sol taraftan yollananlar ise sağ taraftaki bir noktada toplanır. Bu nedenle ince kenarlı merceğin iki odağı olup bu mercekte oluşan görüntüler cismin konumuna bağlı olarak belirli bir mesafede cisimden büyük ve düzdür. Yani büyüteç olarak kullandığımız mercekler aslında bir ince kenarlı mercektir. İnce Kenarlı Mercekte Görüntü İnce Kenarlı Mercekte Görüntü Simülasyonu BAŞLATMAK İÇİN RESME TIKLAYINIZ Kalın kenarlı mercekte asal eksene paralel yollanan ışınlar ise bir noktadan çıkıyormuş gibi dağılarak kırılır. Kırılan ışınların uzantılarının kesiştirilmesiyle kalın kenarlı merceğin odak noktası bulunur. Kalın Kenarlı Mercekte Odak Noktası ve Odak Uzaklığı Kalın kenarlı merceğin de her iki tarafında odağı olup bu mercekte oluşturulan görüntüler cisimden küçüktür. Kalın Kenarlı Mercekte Görüntü Kaynak EBA
ışığın kırılması ve mercekler konu anlatımı